Home / Genel / Altın ne kadar olacak

Altın ne kadar olacak

Altın piyasasında yeni bir dönem başlıyor! Hazine ve Maliye Bakanlığı, özellikle son dönemde hızla artan kesme altın satışlarıyla ilgili flaş bir karar aldı. Artık yatırımcıları mağdur eden sahteciliklerin önüne geçmek için kesme altın satışına yasak getirildi. Peki kesme altın nedir, neden yasaklandı ve yatırımcıları bundan sonra neler bekliyor?

2025 yılı itibarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı, altın piyasasında güvenliği artırmak ve kayıt dışı faaliyetleri engellemek amacıyla yeni bir düzenlemeyi yürürlüğe koydu. Bu kapsamda, “kesme altın” veya halk arasında bilinen adıyla “çekili altın” satışına yasak getirildi. Kesme altın; seri numarası veya barkodu bulunmayan, ince şerit halinde satılan altın türüdür. Bu tür altınların piyasada kolayca taklit edilmesi, sahte üretimlerin artmasına yol açıyordu. Özellikle yatırımcıların dolandırıcılık mağduru olması ve piyasada güven kaybının yaşanması üzerine, Bakanlık bu adımı attı. Yeni düzenlemeyle birlikte sadece sertifikalı, barkodlu ve resmi denetimden geçen altınların alım-satımı yapılabilecek. Böylece hem yatırımcı korunacak hem de altın piyasasında güven ortamı güçlenecek. Uzmanlar, vatandaşların bundan sonra altın alırken mutlaka seri numarası ve sertifika kontrolü yapmaları gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde yapılan işlemlerin geçerli olmayacağı ve mağduriyet yaşanabileceği belirtiliyor.

2025’te Altın Piyasasında Devrim: Kesme Altın Satışına Getirilen Yasak ve Geleceği 2025 yılı, Türkiye’nin ekonomik politikalarında önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. Hazine ve Maliye Bakanlığı, uzun süredir tartışılan altın piyasasındaki usulsüzlükleri ve kayıt dışı faaliyetleri hedef alan kapsamlı bir düzenlemeyi yürürlüğe koydu. Bu düzenleme, özellikle “kesme altın” veya halk dilinde “çekili altın” olarak bilinen ürünlerin satışını büyük ölçüde kısıtladı. Resmi Gazete’de 15 Mart 2025 tarihinde yayımlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla onaylanan Cumhurbaşkanı Kararı, altın ticaretinin şeffaflığını artırmak ve yatırımcıları korumak amacıyla atılmış stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu kararla kıymetli maden piyasasında kayıt dışılığın önüne geçilmesini ve Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarına uyumu güçlendirmeyi hedeflediklerini vurguladı. Peki, bu yasak tam olarak ne anlama geliyor? Neden bu kadar kritik bir karar alındı ve vatandaşlar bundan sonra ne yapmalı? Gelin, detaylara birlikte göz atalım. Kesme Altın Nedir ve Neden Bu Kadar Popülerdi? Kesme altın, kıymetli madenin çekilerek ince şerit haline getirilmesi ve bu şeritlerin çeşitli şekil ve ağırlıklarda kesilmesiyle elde edilen bir altın türüdür. Genellikle 22 ayar veya 24 ayar saflıkta üretilen bu ürünler, seri numarası, barkod veya resmi sertifika taşımaz. İnce levha veya şerit formunda olmaları nedeniyle kolay taşınabilir, likit ve nispeten ucuzdur – işçilik maliyeti düşük olduğu için gram başına fiyatı geleneksel ziynet altınlarından daha caziptir. Türkiye’de özellikle küçük yatırımcılar arasında popülerdi; düğünlerde, mevsimlik işlerde veya acil nakit ihtiyacı durumunda tercih ediliyordu. Kuyumculuk sektöründe “hurda altın” veya “gram altın alternatifi” olarak da anılan kesme altın, son yıllarda alım-satım hacminde hızlı bir artış göstermişti. Ancak bu popülerlik, beraberinde ciddi sorunlar getirdi. Piyasada kesme altının kalitesiz versiyonları hızla yayıldı. Sahte üretimler, düşük ayarlı alaşımlar ve taklitler, yatırımcıların büyük mağduriyetler yaşamasına yol açtı. Örneğin, bir tüketici 995 saflıkta olduğunu sanarak aldığı kesme altını, bozdurmaya gittiğinde 750 ayar olduğunu öğrenip değerinin yarısını kaybetmek zorunda kalabiliyordu. Bu durum, sadece bireysel kayıplara değil, genel piyasa güvenine de darbe vuruyordu. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, kesme altın ticaretinin büyük kısmı kayıt dışı gerçekleşiyordu; vergi kaçakçılığı, kara para aklama riski ve dolandırıcılık vakaları artmıştı. Bakanlık, bu ürünleri “suistimal aracı” olarak nitelendirerek, düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Yasak Nasıl Uygulanacak? Kimler Etkileniyor? Yeni düzenleme, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı Karar’da yapılan değişikliklerle hayata geçirildi. Buna göre: Kuyumcuların Satış Yasağı: Kuyumculukla iştigal eden standart işletmeler, artık çekili kıymetli maden satışı yapamayacak. Bu, semt kuyumcularının raflarında gördüğümüz ince şerit altınların tamamen kalkması anlamına geliyor. Yetkili Kuruluşlar: Satış ve alım-satım işlemleri yalnızca belirli kurumlarla sınırlı. Bunlar arasında bankalar, Bakanlıkça faaliyet izni verilen rafineriler, kıymetli madenler aracı kuruluşları, yetkili müesseseler ve Ticaret Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuyum işletmeleri yer alıyor. Ayrıca, vergi levhasında kıymetli maden üretimi veya ticaretiyle iştigal ettiği belirtilen Türkiye’de yerleşik gerçek kişiler (örneğin, lisanslı toptancılar) hariç tutuluyor. Sertifika Zorunluluğu: Artık piyasada yalnızca seri numarası, barkod ve resmi denetimden geçmiş sertifikalı altınlar dolaşabilecek. Bu, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü gibi resmi kurumların ürünleri başta olmak üzere, standart Cumhuriyet Altını, gram altın veya bilezik gibi ürünlere odaklanıyor. Ek Önlemler: Düzenleme kapsamında, yurt dışına çıkarken taşınabilecek nakit limiti 25 bin TL’den 185 bin TL’ye çıkarıldı – bu, ekonomik istikrarı destekleyen bir başka adım. Ayrıca, kredi kartıyla altın alımında limit bozdurma gibi usulsüz uygulamalara da kısıtlamalar getirildi; yüksek faizli kredilerle altın alıp hemen nakde çevirme pratikleri engellendi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, yurt içinde alınıp satılabilecek çekili kıymetli madenlerin niteliklerini, usul ve esaslarını belirleme yetkisini elinde tutuyor. Bu, gelecekte ek tedbirler alınabileceğini gösteriyor; örneğin, dijital takip sistemleri veya blockchain tabanlı sertifika doğrulamaları gündeme gelebilir. Neden Bu Adım Atıldı? Uzman Görüşleri ve Piyasa Etkileri Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu hamlesi, sadece bir yasak değil, kapsamlı bir piyasa reformunun parçası. Bakan Şimşek’in açıklamalarına göre, amaç finansal sektörün güvenilirliğini artırmak ve FATF gibi uluslararası standartlara uyumu sağlamak. Son yıllarda altın piyasasındaki kayıt dışı hacim, tahmini 10 milyar TL’yi aşmıştı; bu da vergi kayıplarına ve kara para aklamaya zemin hazırlıyordu. Uzmanlar, kesme altının kolay taklit edilebilirliğinin, sahte ürünlerin piyasaya sızmasına yol açtığını belirtiyor. Örneğin, İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mehmet Gökçe, “Bu düzenleme, sektördeki gri alanları temizleyecek ve tüketicinin korunmasını sağlayacak” diyor. Ekonomistler ise daha geniş bir perspektiften bakıyor. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu (İstanbul Teknik Üniversitesi), “Kesme altın yasağı, enflasyonist baskılar altında altın talebini resmi kanallara yönlendirecek. Bu, Merkez Bankası’nın para politikalarını destekleyecek ve döviz rezervlerini güçlendirecek” şeklinde yorumluyor. Piyasa etkilerine gelince: Yasak sonrası kesme altın fiyatlarında kısa vadeli bir düşüş gözlendi, ancak sertifikalı ürünlere talep arttı. Gram altın ve Cumhuriyet Altını gibi standart ürünler, %5-7 oranında prim yaptı. Uzun vadede, piyasa şeffaflaşırken, dolandırıcılık vakalarının %30 azalması bekleniyor.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir