Veysel sessizce ayağa kalktı ve küçük elleriyle elbiselerini giydi. Çantasını alıp cebine baktı ama her zamanki gibi para yoktu. Bana baktı ve “Anne, paramı biriktirmedin mi?” dedi. diye sordu. Gözlerimi ondan alamıyordum. Yutkunmaya çalıştım ve “Bugün paran yok Veysel. “Babam işe hiç para getirmedi.”
Veysel’in yüzü bembeyaz oldu. Omuzlarını silkti ve kahvaltısını sessizce yedi. Hiçbir şey söylemedi ama gözlerindeki üzüntüyü ve hayal kırıklığını hissedebiliyordum. Kahvaltı yapamıyorum. Kendimi kötü hissediyorum. Boş bir yılda çocuklarımı okula göndermek beni suçlu hissettirdi. İşte o sırada kapı zili çaldı. Hızlıca kapıyı açtım. Karşımda komşumuz Ayşe teyze var. Elinde bir çanta tutuyordu. “Merhaba Zübeyde” dedi. “Dün sana verdiğim borcu iade ettim. “Eğer istersen kahvaltı da getirdim.”
Gözyaşlarım akmaya başladı. Ayşe Teyzeye teşekkür edip onu içeri aldım. Poşeti açtığımda sıcak ekmek, peynir, zeytin ve domates vardı. Hemen çocuklarımı aradım. Veysel mutfağa koştu ve çantayı görünce yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.
Ayşe Teyzeye minnettarım. Onun sayesinde çocuklarım kahvaltı yapabiliyor ve okula aç gitmiyor. O gün bana hayatımda ne kadar şanslı olduğumu hatırlattı. Bana yardım etmek isteyen insanlar vardı ve asla yalnız değildim.
O günden sonra komşularıma elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Bir gün bana ihtiyacı olan birinin olabileceğini biliyorum. Ama o gün geldiğinde elimden gelenin en iyisini yapmaya hazırım.
